Türkiye, havacılık alanında geçmişten bugüne birçok ilke ve başarıya imza atmış bir ülke olarak tanınırken, özellikle kadınlar arasında bu alanda denizler gibi derin ve heyecan verici hikayelere de ev sahipliği yapıyor. Bu hikayelerden biri, Türkiye'nin tek kadın ambulans helikopter pilotu olarak görev yapan Serap Yılmaz’ın cesur hikayesidir. Serap, yalnızca erkek egemen bir sektörde değil, aynı zamanda yüksek stresli bir ortamda yaşam kurtarma misyonunu taşırken, kararlılığı ve azmi ile birçok kadına ilham vermektedir.
Serap Yılmaz, çocukluğundan beri uçmaya olan tutkusu ile tanınan bir isim. Ankara’da doğup büyüyen Serap, küçük yaşlarda gökyüzündeki uçakları izleyerek hayal kurmaya başladı. Ailesi, onun bu tutkusunu desteklemiş ve havacılık eğitimine yönlendirmiştir. Yıllar içerisinde pilot lisansını almayı başaran Yılmaz, hem sivil hem de askeri alanda çeşitli deneyimler edindi. Ancak onun en büyük hayali, zorlu koşullarda dahi hayat kurtarıcı bir görev üstlenmekti.
Serap, Türkiye’de hem ambulans helikopter pilotu olarak görev yaparak acil durumlarda hayati yardım sağlıyor, hem de kadınların bu alanda daha fazla yer alması için örnek teşkil ediyor. “En büyük motivasyonum, yer çekimine meydan okumak” diyen Serap, hem pilotluğun getirdiği zorlukları aşmanın hem de yaşam kurtarmanın gururunu yaşıyor. İşte tam da bu nedenle, onun hikayesi sadece bir kadın pilotun öyküsü değil, aynı zamanda tutkunun ve azmin bir yansımasıdır.
Serap Yılmaz, 2015 yılında ambulans helikopter pilotu olarak göreve başladı. Bu süreçte sadece teknik bilgi ve becerilerini geliştirmekle kalmadı, aynı zamanda insani değerleri de derinlemesine öğrendi. Acil servislerdeki ekiplerle sıkı bir iş birliği içinde çalışarak, hasta ve yaralıları en kısa sürede hastaneye ulaştırmak için çabalarını artırdı. Yılmaz, acil bir durumda nasıl hızlı düşünmesi gerektiğini, kararlılıkla ve sakin kalarak başarmanın önemini de vurguladı.
Bu zorlu meslek, doğal olarak birçok tehlikeyi ve belirsizliği de beraberinde getiriyor. Ancak Serap Yılmaz, bu risklerin yanı sıra güzelliklerini de görerek sürdürüyor işini. “Bazen kaza geçirmiş birini helikoptere alıyoruz ve onun hayatını kurtaracak olmak büyük bir sorumluluk” diyen Yılmaz, bu durumun getirdiği duygusal yükleneceklerini de ustalıkla yönetiyor. “Her seferinde farklı bir hayat hikayesi ile karşılaşıyoruz. Onlar için elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız” şeklinde sözlerine devam ediyor.
Serap’ın en büyük hedefi, genç kadınların havacılıkla ilgili bu alanda daha cesur adımlar atmalarını sağlamaktır. Yılmaz, “Biliyorum ki birçok genç kızın uçmaya dair hayalleri var. Ben onların hayalinin peşinden koşmaları için buradayım. Sadece benim hikayem değil, birçok kadının da bu sektörde yer almasını istiyorum,” diyor.
Tüm zorluklarına rağmen Serap, çalışma ve yaşam alanlarında cinsiyet eşitliğini savunmanın önemini sürekli olarak dile getiriyor. “Havacılık, cesaret ve kararlılıkla dolu bir alan. Kadınların da burada var olması gerekiyor,” diyerek, genç kadınlara ilham kaynağı olmayı sürdürüyor. Türkiye'nin her köşesinden gelen kadınlara hitap eden Serap Yılmaz, kendi hikayesinin ötesinde, topluma da umut ve cesaret aşılıyor.
Türkiye için gerçekten ilham verici bir örnek olan Serap Yılmaz, havacılık alanında kendisinden sonra gelen nesle de kapanan birçok kapıyı açma misyonunu taşıyor. Kadınların hava yollarındaki yerini genişletmek ve diğer kadın pilotların bu alanda başarılı olmaları için elinden geleni yapmayı hedefleyen Yılmaz, aynı zamanda Türkiye'deki havacılık eğitiminin kalitesini artırmak için de çalışmalara katılıyor.
Tüm bu özellikleri ile Serap Yılmaz, Türkiye’nin tek kadın ambulans helikopter pilotu olarak yalnızca bir sektörün içerisinde değil, aynı zamanda kadınların toplumsal hayatta daha fazla yer alması adına örnek olmaya devam ediyor. Uçmak için gösterdiği çaba ve hayat kurtarma tutkusuyla, Serap yalnızca gökyüzünde değil, toplumda da iz bırakacak bir isim olarak karşımıza çıkıyor.