Her geçen gün, insanların kaybolması ve daha sonra bulunma umutları, teknoloji sayesinde farklı bir boyuta taşınıyor. Türkiye’nin gündemini sarsan bir kayıp vakası, İlayda'nın kaybolduğu günden (7.300 gün önce) sonra, yapay zeka destekli bir arama projesi ile yeniden gündeme geldi. Ailesi ve sevenleri, İlayda'nın izini sürmek için neler yapıldığını merakla takip ederken, teknolojinin bu şekilde nasıl devreye girebileceği hakkında daha fazla bilgi sahibi olmayı umuyorlar.
İlayda, 21 yaşında kaybolduğunda, genç bir kadın olarak hayata dair birçok hayali olan biriydi. Arkadaşları ve ailesi, onun sosyal ve sosyalise kişiliğinden dolayı çevresi tarafından sevilen biri olduğunu ifade ediyor. Ancak bir gün, hiçbir iz bırakmadan kayboldu. Ailesi ilk başlarda bir kaybolma raporu vermekten çekinse de zaman geçtikçe kaybolma durumu endişelerini arttırdı. Şu anda üzerinden 20 yıl geçen bu olay, tüm Türkiye'de hala konuşulan bir konu. Sosyal medya üzerinde açılan hesaplar, İlayda'nın bulunması için sürekli olarak bir çağrı yapıyor. İlayda'nın kaybolduğu günden bu yana geçen süre zarfında birçok arama çalışması yapıldı, ama ne yazık ki her biri sonuçsuz kaldı.
Son günlerde, kaybolan insanların bulunmasında yapay zekanın nasıl etkili olabileceğine dair ülke genelinde ilgi artarken, bu arayışa yönelik yeni bir proje de oluşturuldu. Yapay zeka sistemleri, yüz tanıma ve görüntü analizinde oldukça başarılı sonuçlar elde edebiliyor. İlayda'nın fotoğrafları, algoritmalar aracılığıyla analiz edilerek, geçmişteki olası sahnelerde onun yüzünü tanımlamak için kullanılmaya başlandı. İlayda'nın kaybolduğu günden bu yana tam 7.300 gün geçmesine rağmen, onun izini sürmek için geliştirilen bu yöntem, aileye ve topluma yeni bir umut ışığı sunuyor. Yapay zeka, geçmişteki görüntüleri inceleyerek, benzer ortamlarda bu kişiyi tespit edebilme imkânı sunabiliyor, bu da arama çalışmalarına büyük katkı sağlıyor.
Aile bireyleri, bu teknolojinin uygulanmasını oldukça umutsuz bir süreçte buluyor. "İlayda'nın bulunmasını beklemek, normal bir bekleyiş değil. Her gün yeniden umutlarımızı yeşertiyoruz. Yapay zekanın sunduğu olanakları görmek, bizlere biraz olsun moral veriyor," diyor İlayda'nın ablası. Sosyal medyada #İlaydaBulunsun etiketiyle başlatılan kampanya, aynı zamanda başkalarının da kaybolduğu durumlarda toplumsal müdahale ve duyarlılığın artırılmasına yardımcı oluyor. İlayda'nın hikayesi, sadece bir kayıp vakası olmaktan çıkıp, aynı zamanda teknoloji ve toplumun kaybolan bireyleri bulmak adına nasıl iş birliği yapabileceğinin bir kanıtı haline geliyor.
Bazı uzmanlar, yapay zeka teknolojisinin yanı sıra, sosyal medyanın da bu tür kaybolmuş kişileri aramada büyük bir rol oynayabileceğini vurguluyor. Olası tanıkların veya kaybolma anını görenlerin dikkatini çekmek için sosyal medya aynı zamanda potansiyel bir çözüm aracı haline geliyor. Arama ekibi, kaybolma vakası hakkında bilinçlenmiş kişileri, İlayda'nın son görüldüğü yerlerde veya çevresinde bulunanları bilgilendirerek, daha fazla bilgi edinme şansı sunmayı amaçlıyor. Arama örgütleri, insanların İlayda'nın bulunmasında yardımcı olabilmesi için sürekli olarak bu tür kampanyaların devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyor.
Gelişen teknoloji ile birlikte, yapay zeka projeleri ve sosyal medya platformlarının etkisi doğrultusunda İlayda'nın ve benzer durumların yarattığı farkındalığın artması bekleniyor. Her kaybolan kişi, bir hikaye, bir hayat, bir umut demektir. 7.300 gün boyunca süren bekleyiş, hem ailenin hem de toplumun kalbinde bir yara olarak kalmış olsa da, teknoloji ve iş birliği ile yeniden umut doğabilir.